Sosyal Medya

DOÇ. DR Tuncay Kardaş: DAEŞ’in amacı Şam’dan Roma’ya bir imparatorluk

Kardaş: DAEŞ Irak ve Suriye’de kurmak istediği Sünni devlet stratejisini Şam’dan Roma’ya gevşek yapılı bir imparatorluk hayaliyle güncelledi. Düşmanını yakın, uzak ve küresel sivil toplum olarak tanımlayan DAEŞ için internet de bir savaş alanı.



KardaÅŸ: DAEÅž Irak ve Suriye’de kurmak istediÄŸi Sünni devlet stratejisini Åžam’dan Roma’ya gevÅŸek yapılı bir imparatorluk hayaliyle güncelledi. Düşmanını yakın, uzak ve küresel sivil toplum olarak tanımlayan DAEÅž için internet de bir savaÅŸ alanı. 

Batının IŞİD-DAEÅž terör örgütünün gerçekliÄŸine ve korkunçluÄŸuna dair algısı ancak o gerçeklik ve korkunçluk Avrupa’nın göbeÄŸinde, Fransa’nın baÅŸkentini kana buladığında deÄŸiÅŸti. Ankara’da bomba patlattığında, Mısır’da uçak düşürdüğünde ya da OrtadoÄŸu’nun herhangi bir yerinde insan boÄŸazladığında “uzaklarda bir yerlerde…” rahatlığıyla durum geçiÅŸtirilirken ÅŸimdi yakıcı gerçeÄŸin ÅŸokuyla çözüm aranıyor Batı dünyasında.

Peki, topyekûn ve senkronize bir mücadeleyi gerektiren küresel terör sorunu yeterince doğru şekilde kavranıyor mu?
Uluslararası sistem akademisinden istihbaratına bu yeni terör biçimi hakkında yeterli bilgiye sahip mi?

IŞİD’in aniden ortaya çıkması, aniden büyümesi ve aniden devletleÅŸme sürecine girmesi nasıl mümkün oldu?

DAEŞ-IŞİD nasıl bir yapı? Kimlerden oluşuyor, neyi hedefliyor, nasıl yönetiliyor?

IŞİD’i mümkün kılan bölgesel ve küresel siyasa ile sosyoloji nedir? DAEÅž’in önü nasıl alınabilir?

Tüm bunları ve daha fazlasını, Türkiye’de IŞİD-DAEÅž terörü üzerine çalışan az sayıda isimden biri olan Sakarya Ãœniversitesi OrtadoÄŸu Enstitüsü Öğretim Ãœyesi Doç. Dr. Tuncay KardaÅŸ ile konuÅŸtuk. Yabancı savaşçılar ve güvenlik konusunda çok sayıda çalışması bulunan ve “Ä°slam’ın Sınırları” adlı kitabında eski yeni Ä°slami aktörleri inceleyen KardaÅŸ, yakın dönemde ise IŞİD’e katılan Avrupalı ve Türkiyeli savaşçıları çalıştı. KardaÅŸ, IŞİD'in uluslararası topluma ve Batıya karşı altıncı isyan olarak kavramsallaÅŸtırılması gerektiÄŸini savunuyor ve Cambridge Review of Int'l Affairs'te yayınlanacak olan makalesinde ISÄ°D-PYD/Batı mücadelesini bir “imaj-kültür savaşı” olarak okuyor.
 

DAEÅž-IŞİD yerel bölgesel bir terör örgütü iken ya da öyle algılanırken Paris katliamıyla birlikte dünyanın gündemine “yakın ve yakıcı bir korku” olarak oturdu; böylece de küresel sistemin konusu oldu. Ä°ki haftadır Paris saldırısı ve G20 üzerinden deÄŸerlendiriliyor ama ben çerçeveyi geniÅŸ, ölçeÄŸi dar tutacağım; IŞİD’i daha doÄŸru anlayabilmek için… Önce sizden bir IŞİD tanımı istiyorum: IŞİD tam olarak nedir?

IŞİD bence bir devlettir, totaliter siyasal bir projedir. Sınırları belli bir toprak parçası içinde fiziksel ÅŸiddet kullanımını tekelinde bulunduran de facto bir terör devleti de diyebiliriz.

Terör örgütü tanımlaması yeterli değil yani IŞİD için?

Yeterli değil. Ama terörü/şiddeti devlet inşasında bir araç olarak kullanan, savaş taktiklerini ve örgütsel yapılanmasını gerektiğinde yenileyebilen bir yapının adı IŞİD.

TERÖRÜ DEVLETLEŞMEK İÇİN KULLANIYOR

Bir terör örgütü ya da sizin ifadenizle terör devleti olarak IŞİD’i diÄŸerlerinden, öncülleriden ayıran nedir?

Aslında tarihte birçok devlet kurulma aÅŸamasında hatta sonrasında ÅŸiddet ve terörü araçsallaÅŸtırmıştır, Fransa’da terörün 1789 ihtilal sonrası bir dönem yönetim biçimi olduÄŸunu, kafa koparma konusunda giyotinin siyasi iÅŸlevlerini hatırlamakta fayda var. Bence burada IŞİD’in savaÅŸ anlayışını iyice anlamak lazım ve onu teolojik (kıyametvari Armegeddon-son kutsal savaÅŸ vb.) normatif baÄŸlamların dışında düşünmek gerek. IŞİD’in farkı savaşı diyalektik-sosyolojik kullanmasıdır. BelirttiÄŸim gibi terörizm, IŞİD ve benzeri köktenci hareket ve örgütlerin savaÅŸ eylemini açıklamakta sıklıkla baÅŸvurulan temel referans noktası. Terör içerikli eylemlere baÅŸvurduÄŸundan şüphe duyulmasa da, savaşı IŞİD’in eylem skalasında siyasi, normatif ve hukuki kısıtlamalarına indirgememek gerekir. IŞİD’in baÅŸka bir farkı da savaşı eleman devÅŸirmede ve ‘ideal toplumu’ kurmada bir araca dönüştürmekteki baÅŸarısıdır. Bu anlamda savaÅŸ eylemi IŞİD gibi radikal militan selefi bir örgütün rol kimliÄŸini inÅŸa edici ve kendisine katılan savaşçıların örgütün kolektif kimliÄŸine adapte olmasını kolaylaÅŸtırıcı roller oynadı.

ZERKAVÄ°’NÄ°N SAVAÅž BECERÄ°SÄ° VE Ä°HTÄ°RASI

IŞİD’i var ve mümkün kılan ne oldu peki? Ne “yarattı” IŞİD’i ve nasıl bu kadar hızlı büyüyebildi? Aslında sormak istediÄŸim ÅŸey, IŞİD’ın kurgu mu doÄŸaçlama mı olduÄŸu?

Her devlet bir kurgudur ve tarihsel-materyal ÅŸartların yanında biraz da irticalen geliÅŸir. Bana öyle geliyor ki IŞİD’i mümkün kılan en önemli ÅŸeylerden biri savaÅŸma becerisi ve yönetme ihtirası. Charles Tilly’nin ‘savaÅŸ devleti kurar, devlet de savaÅŸ yapar’ mantrasını hatırlamakta fayda var. Kronolojik olarak soruyorsanız tabi IŞİD’in büyümesinde Ãœrdün’lü el-Zerkavi’nin örgütsel ve askeri hırs ve fırsatçılığı önemli rol oynamıştır. Yani Afganistan ve özellikle Irak iÅŸgalini büyük fırsat görmesi ABD ve Åžii yönetimler tarafından dışlanan-yok sayılan Sünni grupların desteÄŸini alması büyük rol oynadı. 2014 öncesine kadar kendini bölgesel bir örgüt olarak takdim eden IŞİD’in, Haziran 2014’te hilafet ilanı ile birlikte küresel bir aktör rolüne soyunmaya baÅŸladığını da unutmamak lazım.

BÖLGESEL ŞARTLARDA BÜYÜDÜ

IŞİD kuruluÅŸ itibariyle daha çok 2004’le tarihlense de asıl büyümesi 2013 sonrası?

ABD’nin el-Kaide’yi zayıflatması ve Bin Ladin’i öldürmesi 2006’dan sonra acımasız Zarkavist çizgiden ÅŸaÅŸmayan yönetici kadroya bölgede tekel kurmakta yeni fırsatlar açtı. IŞİD’in güçlenmesinde özellikle bölgesel sebeplerden bahsedilebiliriz. Bölgesel olarak Irak’ta ABD iÅŸgali altında ve 2011 ABD çekilmesi sonrasında Åžii Maliki hükümeti tarafından özellikle 2012’den sonra dışlanan Sünni aÅŸiretler yeni arayış içine girdiler. IŞİD, Saddam döneminde gelirlerini askerlik yaparak kazanan aktif ve etkili olan eski subaylar ve aÅŸiretlerin desteÄŸini arkasına alarak büyüdü. Örgütün bölgesel baÅŸka bir güç kaynağı da Ebu Gureyb ve Musul hapishanelerinden kaçırılan yüzlerce Sünni mahkûmdu. Yine Suriye iç savaşına ‘cihat’ alanını geniÅŸleterek katılan IŞİD için Suriye bir eÄŸitim sahası ve askeri tecrübe kaynağı sundu ve bu da bölgesel gücünü artırdı.

IŞİD’Ä°N KENDÄ° Ä°STÄ°HBARAT ÖRGÃœTÃœ VAR

IŞİD’in insan kaynağı, lojistiÄŸi güçlü, belli. Ama Fransa’nın Türkiye’nin baÅŸkentinde bombalı eylemler yapmak, Rus uçağını Mısır’da düşürmek gibi büyük saldırılar herhalde arkasında çok güçlü bir ülke istihbaratı olmadan, eylem yapılan ülkelerin istihbaratları atlatılmadan ve kör noktaları bilinmeden mümkün olmaz. Bu anlamda devletlerle istihbarat örgütleriyle nasıl bir iliÅŸkisi var IŞİD’in? 

DiÄŸer devletlerin istihbarat kurumlarıyla yakın iliÅŸkileri olduÄŸu için baÅŸarılı olduÄŸu tezi bana inandırıcı gelmiyor. IŞİD’in kendi muhaberatı bile var Amn el-Devle adında. Ve saldırıların yapıldığı yerlerde eleman bulmada, onları sevk ve idare etmede, bilgi ve becerilerini kullanmada oldukça baÅŸarılı olduÄŸunu belirtmek lazım IŞİD’in. 

IŞİD’Ä° DESTEKLEYEN G20 ÃœLKELERÄ°

Putin G20 için Antalya’ya geldiÄŸinde 40 ülkenin IŞİD’i desteklediÄŸini, bunlar arasında G20 ülkelerinin de olduÄŸunu söyledi. Bu bir devlet baÅŸkanının aÄŸzından çıkan ilk somut cümle sanırım?

Evet. Muhtemelen doÄŸrudur da. Ama Putin kendi siyasi ajandası gereÄŸi söyledi bunu, bir hakikati tespit veya yanlışı düzeltmek için deÄŸil. 

BÜTÇENİN YARISINI VİDEOLARA HARCIYOR

IŞİD’in teknolojinin ve küreselleÅŸmenin imkânlarından bu kadar çok faydalanıyor olması, kendi mali kaynaklarını ve kendi sosyolojisini yaratmış olması neye dalalet eder? Bir “üst akıl” arayalım mı burada?

Hayır, üst akıl aramak gerekmez. Sanılanın aksine IŞİD fırsatlardan yararlanmasını bilen yani teolojik olduÄŸu kadar pragmatik bir örgüttür. Yaptığımız araÅŸtırmalarda IŞİD’in özellikle dijital ve sosyal medyayı çok baÅŸarılı bir ÅŸekilde kullandığını tespit ettik. Alman istihbaratının açıkladığı bir belgede örgütün medya faaliyetlerine hatırı sayılır bir para (bütçenin 3’te biri) ayırdığı biliniyor. Örgütün paranın yanı sıra teknik ve yetiÅŸmiÅŸ eleman konusunda da sıkıntı çekmediÄŸini ve sosyal tabanını geniÅŸ tuttuÄŸunu bilelim. ÖrneÄŸin IŞİD videolarında kafa kesme olaylarının faili nam-ı diÄŸer ‘Cihatçı John’ adıyla tanınan Muhammed Emwazi Westminister Ãœniversitesi Bilgisayar Bilimleri bölümü mezunu. Paris saldırıları planlayıcısı A. Abaaoud’da orta sınıf ailenin çocuÄŸu iyi okullarda okumuÅŸ biri. Yine geçenlerde Britanya’dan üç liseli kızdan sonra, beÅŸi kadın, dört tıp öğrencisi ve üç doktorun örgüte katıldığını biliyoruz, yani kadın-erkek eleman devÅŸirmede sıkıntıları yok. IŞİD’in eÄŸitimsiz ve iÅŸsiz kiÅŸilerden ibaret olduÄŸu yönündeki inancın kendimizi rahatlatmaktan baÅŸka bir iÅŸe yaramayacağını belirtmek gerek

IŞİD-DAEÅž’Ä°N 3,5 SAVAÅž STRATEJÄ°SÄ°

IŞİD gibi bir Sünni devlet namzedinin, bir Şii devletle (İran) ve bir Yahudi devletiyle (İsrail) ilişkisinin bu kadar iyi olmasının anlamı ne? ABD ve diğer batı ülkeleriyle durumu ne?

IŞİD’in genel olarak amacı Irak ve Suriye’de Sünni bir devlet kurmaktı ve bu hedefi gerçekleÅŸtirmek için iki tip düşman belirledi. Zevahiri’den mülhem olarak öncelikli olarak yakın düşman olarak belirlediÄŸi Irak Åžii rejimine, Ezidilere ve Kürtlere saldırdı. Ama uzun süre ikincil veya uzak düşman olarak Ä°srail, ABD güçlerine karşı da doÄŸrudan eylemlere giriÅŸmedi. IŞİD hayalini kurduÄŸu devleti kurmak üzere ilk hedef olarak gördüğü birincil düşmanlarına saldırıyor. Ä°kincil düşman olarak belirlediÄŸi ABD, Ä°srail, Esad yönetimi ve Türkiye’yi ve diÄŸerlerini direkt karşısına almak istemiyor. Bu, ilerde örgütün bunlarla savaÅŸmayacağı anlamına gelmez tabi. Nitekim Paris saldırılarıyla IŞİD’in askeri stratejisinde deÄŸiÅŸikliÄŸe gittiÄŸini söylemeliyiz. Kanaatimce 3,5 savaÅŸ stratejisi diyebileceÄŸimiz bir yeni tercihi öne sürüyor artık IŞİD.

Ne demek 3,5 savaÅŸ stratejisi?

Yani yakın düşman, uzak düşman ve Batılı küresel sivil toplum hedef olarak belirlenirken internet de savaş alanlarından biri olarak görülüyor. Konvansiyonel, asimetrik ve terör/tedhiş yöntemlerini aynı anda kullanabilme lüksüne sahip tek yapı IŞİD.

IŞİD BİR İMPARATORLUĞUN PEŞİNDE

Ä°srail’in Yahudi devleti olması gibi, IŞİD de bölgede bir Sünni devleti mi kurmak istiyor?

Bence IŞİD Åžam’dan Roma’ya gevÅŸek yapılı, sınırları esnek siyasal bir imparatorluk ağı kurmak istiyor.

IŞİD’in nihai politik hedefi nedir? Taktik-askeri bir stratejisi var mı?

Kanaatimce IŞİD’in stratejisi, önemli miktarda Arap Makyavel Ebu Bekir Naci’nin ‘VahÅŸetin Ä°daresi’ isimli eserinden alınmadır. IŞİD temel siyasi hedefi üç kademeli bir planlamaya dayanır: moral bozma-yıldırma, ‘vahÅŸetin idaresi’ ve Ä°slam devletinin kurulması. Taktik-askeri bir stratejisi de muarızın kontrolündeki hedef bölgede vahÅŸeti, terör ve tedhiÅŸi yayıp hakim idari ve güvenlik bürokrasisini yıldırmaktır. Ortaya çıkacak güvenlik ve barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanamadığı ‘vahÅŸetin’ sosyo-ekonomik vasatını yönetebilecek tek güç olarak kendini sunmaktır.

TÃœRKÄ°YE IŞİD’Ä° DESTEKLÄ°YOR Ä°DDÄ°ASI YANLIÅž ALGI OLUÅžTURMAK İÇİN

IŞİD-DAEÅž ile Türkiye arasında bir baÄŸ kuruluyor, kurulmak isteniyor malum. “Türkiye müsamaha gösteriyor”dan “Türkiye yardım ediyor”a uzanan bir skalada her ÅŸey söylendi. Siz ne görüyorsunuz?

Bu iddialar çokça dile getiriliyor ve bunların birçoÄŸu siyaseten iÅŸlevsel yanlış algıya dayalı iddialar ancak yine de Türkiye’nin bunları ciddiye alması gerek. Türkiyeli yöneticiler IŞİD’e destek vermenin çıkmaz sokak olduÄŸunu bilecek basirete sahipler diye düşünüyorum.

20 BİN IŞİDÇİ YABANCI SAVAŞÇI

Ä°nsan gücüne geçelim. Ne kadar savaşçı üyesi var IŞİD’in? Mali gücü, askeri gücü, siyasi gücü ne kadar?

Küresel olarak çeÅŸitli ülkelerden IŞİD’e katılan ‘yabancı savaşçılar’ var, en son rakamlara göre 70 bine yakın savaşçısı var, yaklaşık 20 binden fazla savaşçının bölge dışından gittiÄŸini ve bu savaşçıların yaklaşık 5000 tanesinin Avrupa’dan geldiÄŸini biliyoruz. IŞİD saflarında gözlemci sıfatıyla yaklaşık bir ay yaÅŸayan Alman gazeteci Jurgen Todenhöfer bu süre zarfında yüzlerce kiÅŸinin örgüt saflarına katıldığını bildirmiÅŸti. DoÄŸruysa bu inanılmaz bir rakam. Uluslararası medyada dışlanmaya, hakir görülmeye, uluslararası koalisyon güçlerinin hava saldırılarına raÄŸmen bu savaşçı akımının durmaması üzerinde ayrıca durmak lazım. Örgüt ekonomik olarak da bağış, petrol satışı ve haraç gibi gelirlere dayandığından iktisadi olarak kendi yönetimini tek başına idame etme imkanı buldu.  Kuveyt ve bazı Körfez ülkelerindeki zengin sempatizanların bağışlarını ve bölgesel bazı devletlerin de IŞİD tehdidini görmezden gelmesini eklemek gerekir.

IŞİD VAHŞETİ SEYİRLİK

Çok vahşi cinayetler işliyor IŞİD. Mensuplarını bu noktaya nasıl getirebiliyorlar?

Fransız tiyatrosunda 1960’lara kadar perdelerini kapatmayan Büyük Guignol tiyatrosu denilen bir vahÅŸet-korku türü var; çığlıklar içinde kesilen kollar, çıkarılan gözler vesaire ile oyuncuların izleyenleri terörize ettiÄŸi, korkudan tiyatrodan kaçmalarına sebep olduÄŸu bir tür. Kanaatimce IŞİD ÅŸiddetinin caydırma amaçlı olduÄŸu kadar, izleyenlerin muhakeme gücümüzü kıran, onları ÅŸaşırtan ve sindiren bir yönü de var.

GÃœNEYDOÄžU’DA ÜÇLÃœ KOPUÅž VAR

Türkiye’den IŞİD’e katılanların sayısı nedir? Adıyaman gibi yerleri IŞİD için münbit kılan?

Adıyamanlı katılımcıların niyetlerini kestirmek zor ve bizim de çalışmalarımız sürüyor. Bununla birlikte dindar toplumsal vasat, küresel cihat ideolojisi, hicret-hilafetin parçası olma isteÄŸi katılımları artırıyor. Makro sosyolojik motivasyonlar açısından genel olarak Türkiye’nin batısından katılanların söylemsel-ideolojik zeminde toplumdan koptuklarını, GüneydoÄŸu'da ise üçlü kopuÅŸ dediÄŸim (etnik olarak Türklerden, politik olarak devletten, ideolojik olarak da PKK'dan) süreçler ön planda. Türkiye'den katılanların çoÄŸu 20-30 yaÅŸ aralığında. 20 yaÅŸ altı katılımda son dönemde artış var. Aralarında tıp hatta astrofizik okuyan gençler de bulunuyor.

ÇOK KATMANLI, ÇOK ZOR BİR SORUN BU

Türkiye IŞİD’le mücadele için ne yapmalı, yaptıklarının dışında? 

Şunu kabul ederek başlamalı: Çok katmanlı, çok zor ve çetrefil bir sorunla karşı karşıya Türkiye. Kapsamlı bir strateji oluşturmalı. Önce bilgi eksikliği giderilmeli: Akademik alanda radikal militan selefi örgütler çok iyi araştırılmalı-tanınmalı. Mücadele stratejisinin üç hedef kitlesi olmalı: Suriye'ye gidenler, dönenler ve gitmeyen ancak Türkiye'de radikalleşenler.

Bu stratejinin üç ayağı olmalı:

1) Gidişleri önlemek, askeri-hukuki tedbir almak
2) Henüz gitmeyip burada radikalleÅŸenler için dini kimliÄŸi ve toplumsal iletiÅŸimi yeniden inÅŸa etmek (Bu konuda mevcut AK Parti programları, Diyanet’in resmi kurumları ya da cemaatlerin alternatif modelleri cevap üretmekten uzak)
3. PiÅŸmanlık duyan IŞİD’lilerin için sosyal program ve profesyonel rehabilitasyon saÄŸlamalı.

KÃœRESEL TOPLUM BÄ°RLÄ°KTE HAREKET ETMELÄ°

Uluslararası sistem ne yapmalı?

Uluslararası sistem, sisteme direk bir tehdit oluÅŸturmadığı için IŞİD’e karşı politika geliÅŸtiremez, tehditlerini üstüne almaz.

Peki, kim çözecek?

 Küresel toplum ve devletler birlikte hareket ederek. Stanley Fish’in ‘butik’ çok kültürlülük adını verdiÄŸi ötekini sadece uzaktan kabul etmek veya gönülsüz entegrasyon politikalarına girmek yerine anlamlı demokratik katılımı saÄŸlamak gerek. Mesela yapılan bilimsel araÅŸtırmalar Fransa emek piyasasında bir Müslüman’ın iÅŸe girme ÅŸansının diÄŸer adaylara göre yaklaşık iki buçuk kat daha az olduÄŸunu tespit etmiÅŸtir, bu anlamda ekonomik eÅŸitsizliÄŸin giderilmesi ÅŸart.       

DÜNYA IŞİD GERÇEĞİNE ÇOK GEÇ UYANDI

Adlandırmayla ilgili ikili bir durum var malum. Türkiye, terörün Ä°slam’la baÄŸdaÅŸmayacağından hareketle resmi olarak DAEÅž’i kullanıyor ve uluslararası topluma da bunu öneriyor. Kısmen de olsa ABD ve baÅŸka ülkeler de kullanmaya baÅŸladı DAEÅž bunu. Sizin fikriniz ne?

Herkes konumuna göre doğru ifadeyi kullanabilir. Devletler ve resmi kurumların burada tercih yapması normal ancak bireylerden-akademisyenlerden bu tür beklentiler içine girmemeliyiz.

Türkiye de çok hazırlıksız mı yakalandı IŞİD gerçeÄŸine? Bizim akademimiz niye bu kadar uzak ve yetersiz kaldı bölge ve IŞİD’e?

Tüm dünya hazırlıksız yakalandı. Hala da oluÅŸturduÄŸu tehdidi küçümseme eÄŸilimi var. Sanırım nasıl olsa Türkiye’de radikal-militan selefi hareketler yerleÅŸmez gibi hatalı bir bakış açısı var 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.